EDEBİYAT’IN İNSAN YAŞAMINDAKİ ÖNEMİ
Edebiyat, dilin ve yazının kullanılması ile yapılan insanlık tarihinin en eski en köklü sanatlarından biridir. Yazılı ya da sözlü metni meydana getiren sözcüklerin estetik bir düzen içerisinde; insanların duygu düşünce ve tecrübelerini yansıtmasında öncülük etmiştir. Edebiyatın kökenine baktığımızda iletişim ihtiyacından doğduğunu görmekteyiz.
İnsanlar birbirleriyle iletişim kurmak için yani duygu ve düşüncelerini paylaşmak için sözlü ve yazılı metinler oluşturmuşlardır.
En eski çağlardan bu güne değin bu ihtiyaç vardır ve eski medeniyetlerdeki yazılı metinler bunu kanıtlar niteliktedir. Edebiyatın insan yaşamındaki yeri yadsınamaz. Edebiyat sayesinde insan içinde yaşadığı diğer bireylerin deneyim ve duygularını öğrenebilmekte ve kendisini onlarla içselleştirebilmektedir. Bu sayede birey empati yeteneğini geliştirerek toplum içerisinde diğer insanlar ile bağlarını güçlendirebilmektedir.
Edebiyatla iç içe olan insan, düşünce dünyasını geliştirerek dünyaya farklı pencerelerden bakabilmektedir. Eserlerdeki her farklı tema bireyin dünya görüşünü geliştirmekte ve bu sayede farklı fikirlerle tartışabilme becerisini geliştirmektedir. Edebiyatın insan yaşantısındaki yeri ve önemi bunlarla sınırlı değildir. Her birey yaşadığı toplumun kültürünü yansıtır. Bireye bakarak farklı kültürlere ait yaşantıları ve deneyimleri, o kültürdeki bireylerin dünyalarını anlamada edebiyatın etkisi büyüktür. Edebiyat bu noktada kültür aktarıcılığı rolünü de üstlenir.
Farklı dilleri, adetleri, gelenekleri, sahip olunan değerleri anlamada ve aktarmada edebiyat etkilidir. Edebiyat eserleri okura bu noktada pusula görevi görür. Özellikle başka dillerdenyapılan çeviri eserler diğer kültürleri tanıma ve anlamada etkendir.
Edebiyat, kültür ürünlerinin yansıması olarak kullandığı için evrende yaşayan ve yaşamış olan yazılı kültüre sahip tüm insanları benzer kültürlerde birleştirir. Gelişen teknolojiye ve yeni yaşam tarzı biçimleri harekete geçtikten sonra bile, insanların edebiyat hakkında daha fazla şey öğrenmeye ve öğretmeye olan ilgisi asla ölmeyecektir. Edebiyat bizi eğlendirebilir, hayatın renklerini, anlamını bulmamızı sağlayabilir, pek çok şey hakkında bilgi sahibi olmamızı sağlayabilir.
Benliğin ve başkalarının yansıması edebiyatta da ilişkilendirilebilen bir şeydir. Başlıca avantajlarından biri edebiyatın bizi farklı manzaralara, mekânlara, yerlere, insanların yaşamlarına, duygulara ve çok daha fazlasına götürmesidir. Edebiyattan kazanabileceğimiz önemli niteliklerden bazıları şunlardır; Kelime Bilgisini Artırır: insanlar okudukları kitaplar bağlamında tanımlanabilir ve kelime dağarcıkları buna göre gelişir. Edebiyat, en basit kelimelerin yanı sıra birçok zor kelimeyi de içerir, hem ilgi alanına göre çok çeşitli kitaplar okumak, daha fazla kelime ve bunların kullanımları hakkında bilgi sahibi olmamıza yardımcı olur. Kendini zorlamak ve yeni kelimelere, yazılışlarına ve bunların farklı anlamlarına bağlanmak, kelime dağarcığını geliştirmeye ve kelimelerle oynarken daha fazla özgüven kazanmaya yardımcı olur.
İnsan Yaşamının Anlamını Geliştirir: Edebiyat bir yaşam öğretisi olduğu kadar, edebiyatın kapsamına giren öyküler, dramalar, şiirler ve daha pek çok şeyin içinde yer alan tüm karakterlerin yaşam öykülerinde bizi geliştirir. Bir karakterin öyküsünü ve yaşam deneyimini tanımak, o kişiyi tanımak anlamına gelir, aynı şekilde edebiyatta sonsuz sayıda karakter bulunması, onların yaşamına bir göz atmamızı sağlar. Bu, okuyucunun düşünmesine, anlamasına, kanalize etmesine ve zihninde açık bir alan yaratmasına, bir bakış açısına sahip olmasına ve sonunda insan yaşamının anlamını bulmasına yardımcı olur.
Okumak ve öğrenmek, okuyucunun veya öğrencinin iç huzuru bulmasına, odaklanmasına, konsantrasyonuna, görselleştirmesine ve farklı bir tarz ve bakış açısıyla düşünmesine ve çok daha fazlasına yol açan birçok şey arasında seyahat edebileceği yeni bir dünya yaratır. Edebiyatın insan yaşamına sağladığı faydalar, mutlaka yaşanması gereken, anlatılamaz ve dikkat çekici bir olgudur ve elbette bizi farklı yönlere yolculuk ettirir. Bir damla hayal gücüyle gerçekten keyif alabilir ve edebiyat dünyasına yolculuk yapabilirsiniz.
Empatinin geliştirilmesi; Empatiyi geliştirmek edebiyatın özelliklerinden biridir çünkü insanı daha bilgili kılar ve hayatın büyüme sürecinde olayları anlamasını, farklılaştırmasını sağlar. Edebiyat, insanın tüm duygularını, deneyimlerini, bakış açılarını keşfederek, başkalarının hayatını tanıyarak, okuyucuya birbirlerinin hayatlarını, yaşama tarzlarını ve yaşama biçimlerini deneyimleme olanağı tanır. Bu da aslında bireyin duygu ve durumlarını daha iyi anlamasına yardımcı olur ve sempati duymadan empati yapmayı sağlar.
Edebiyat gerçek hayatta bize pek çok şey yapar ve bizi fikir ve vizyon sahibi olmaya motive eder. Edebiyat bireyin duygusal gelişimine de katkıda bulunur. Özellikle ilk çocukluk çağından itibaren çocuklara okutulan hikâye ve masallar onların duygusal gelişimine katkı sağlar. Çocuk okuduğu her hikayede ya da masalda oradaki karakterlerin deneyimlerini keşfeder ve onlarla empati yapma duygusunu geliştirir. Çocuk, kahramanın karşılaştığı sorunlara yönelik arayışa girer.
Kendine benzeyen ya da farklı olan kahramanlarla içselleşir. Bu da onun duygusal gelişimini arttırır.
Eski çağlarda edebiyat az sayıda birey tarafından anlaşılabiliyorken günümüze doğru gelindikçe bu sayı artış göstermektedir.
Günümüze baktığımızda küreselleşen dünya ve hızla gelişen teknoloji edebiyatın gelişimine katkı sunmuştur. Pek çok edebi eser farklı dillere çevrilerek internet ortamında dünyaya hızla yayılmış ve okuyucularıyla daha rahat buluşma imkanına kavuşmuştur.
MEHTAP ARĞAN&KİLİS ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ TÜRKÇE ÖĞRETMENLİĞİ ÖĞRENCİSİ